Çeyrek asra yakın süredir Türkiye aynı iktidar tarafından idare ediliyor. Son yıllarda bu iktidara küçük ortaklar da katılarak ittifak oluşturdular. Bu ittifaka mensup olan siyasi partilerden hangisi ağzını açsa, “yerli, milli, vatan, millet, Bayrak, beka, manevi değerler” kavramlarının geçmediği sözleri yok. Bu iktidar Türkiye'nin başına geçtiğinde yeni doğan çocuklar günümüzde 20'li yaşları çoktan geride bırakmış delikanlı ve genç kız oldular. O yüzden de yeni kuşağın eğitiminden, ahlakından ve yetişme biçiminden tamamen mevcut iktidar sahipleri sorumludur. Bu bakımdan kadın cinayetlerinden, gençler arasında uyuşturucu ve alkol kullanımının artmasından, insanların birbirinden nefret etmesinden, kin duygusunun yayılmasından ve de sokakların, caddelerin suç yatağı haline gelmesinden birinci derecede ülkeyi yönetenler mesuldür. Durup dinlenip her sorunda, ana muhalefet partisini suçlamak abesle iştigaldir. Yine ticarette “kul hakkı, haram, alın teri” gibi k
avramların umursanmayıp her şeyin paraya ve menfaate dayandırılmasının sorumluları. bu insanları yetiştirenlerdir.
Kadınların ve çocukların zulüm görmediği, öldürülmediği neredeyse günümüz yok gibi. İnsanların içine yerleşmiş kin ve vahşet duygusu bayram, seyran dinlemiyor. Sürekli şiddet ve cinayet var. Daha üç-beş gün önce iki kız arkadaşını öldürerek surlarda intihar eden delikanlıyı gördük. Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin'in neden öldürüldüğü hala çözülemedi. Trakya'da 2 yaşındaki Sıla bebek, kendisine yapılan işkenceye dayanamayıp vefat etti. Karısını, kız arkadaşını, boşandığı eşini, çocuklarını sokak ortasında gözünü kırpmadan öldürenlerin bu fiilleri, her zaman karşılaşılan olağan olaylardan oldu. Türkiye'de şiddet olayları son günlerde iyiden iyiye tırmanırken Kocaeli'nin Karamürsel İlçesinde infial yaratacak bir cinayet işlendi. Özel halk otobüsünde yolculuk yapan 29 yaşındaki genç, kimliği henüz öğrenilemeyen bir kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Saldırılan genç, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybederken zanlı, otobüsün arka kapısından inerek kaçtı. Eskişehir'de bir kadını taciz edip evine kadar takip eden şüpheliye mahkeme tarafından ev hapsi cezası verildi. Eskişehir'in Tepebaşı İlçesi Bahçelievler Mahallesi'nde yaşanan olayda genç bir kadın, sokakta genç bir erkeğin. cinsel tacizine uğradı. Tacize uğrayan kadın, ikamet ettiği binaya sığınarak tacizcinin takibinden kurtulmaya çalıştı. Kadın oturduğu binaya girince tacizci şahıs, aratmanın dış kapısı kapandığı için içeri giremedi. Emniyet güçleri kısa sürede sapık şahsın kimliğini tespit edip kendisini yakaladılar. Şahıs, emniyetteki işlemelerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından Sulh Hakimliğince bu kişiye, “cinsel taciz” suçundan ev hapsi cezası verildi.
Asayişi ve toplumsal düzeni bozup insanları kaygıya sürükleyen taciz, şiddet, yaralama ve cinayet gibi hadiselerin yanında Türkiye, çeşitli milletlere mensup çetelerin de cirit attığı bir ülke haline geldi. Başka devletlerde “çete mensubu” suçlamasıyla aranan şahıslar İstanbul'a gelip rahat rahat yaşıyorlar. İçişleri Bakanlığı sürekli baskın yapılan çetelerle ve gözaltına alınan kişilerle ilgili açıklama yapıyor. Bütün bunlar dünden bugüne oluşan suç örgütleri değil herhalde. Uyuşturucu ticaretinin yayıldığı, kullanan genç sayısının arttığı bir süreç yaşıyorsak bunun sebebi nedir? Yoksa yine dış güçler ve muhalefet mi?
Ticarette ve esnaflıkta artan menfaat düşkünlüğüne ve iş ahlakının bozulmasına ne demeli? Ahilik geleneğinin bize kazandırdıkları ile her zaman övünürüz. Lafta; doğruluktan, dürüstlükten hiç ayrılmayız. Hatta bunların içine dini değerleri de katarız. Ancak yaşadıklarımız Ahilik umdelerinin de aşındırıldığını gösteriyor. Son örnek “Helal Sertifika” ile köftecilik, dönercilik ve her çeşit et ürünleri satışı yapan ünlü firma oldu. Bu firmanın ürünleri vasıtasıyla vatandaşa domuz eti yedirdiği ortaya çıktı. Basın hadisenin üzerine gidince “Helal Sertifikalı” bu firmanın adı açıklandı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın muayene ve analiz raporuna göre; 27 Şubat ve 7 Mart tarihlerinde ünlü firmanın et ürünlerinden numune alındı. Numune olarak alınan dana eti döneri ve tüketime hazır pişmiş köftede domuz etine rastlandı. Bu gelişme sonrasında firmanın sahibi, birkaç gün ortadan kayboldu. Sonradan ortaya çıkıp yapılanın iftira olduğunu iddia etti. Türkiye'de pek çok alanda yaşanan olumsuzluklar, içinde bulunduğumuz trenin raydan çıktığını gösteriyor. Kötü gidişatın durması halkın elinde… BAHRİ KORKMAZ
