Arapça kökenli bir sözcük olan siyaset, 17. yüzyılın ilk çeyreğinde literatüre girdi. Siyaset kelimesinin sözlük anlamı egemen olmak ve yönetmektir. Devletin idari alanda yürüttüğü faaliyetlerin tamamına siyaset denir. Bu kelime aynı zamanda devletler arası diplomatik ilişkileri tanımlamak için de kullanılır. Siyaset kelimesi sadece gerçek ve terim anlamında değil mecazi anlamda da kullanılır. Kişinin menfaatlerini gerçekleştirmek adına uyguladığı yöntemlerin tamamına siyaset denir. Siyasetle uğraşanlara da ülkemizde siyasetçi veya politikacı adı verilir. Devletin idari kademelerinde yer alan politikacıların ülkenin yönetimi, ekonomisi ve güvenliği kapsamında sürdürdüğü çalışmalar da genel olarak siyaset sözcüğü ile ifade edilir. Siyasetin amacı hem iktidarda olmak hem de halka hizmet sunmaktır. Siyaset yapmanın en etkili kurumları da siyasi partilerdir. Demokrasi ile idare edilen ülkelerde seçme ve seçilme hakkına sahip herkes ülkede faaliyet gösteren bir siyasi partiye girerek halka en kestirme biçimde hizmet etme yöntemini tercih ederler. Siyasi partilere üye olup ait olduğu çatı altında siyasetle uğraşanlar, seçim zamanlarında aday olarak halktan ve üyelerden “oy” desteği beklerler. “Seçilmekten” maksat ise ait olunan siyasal partide; belde başkanlığı, ilçe başkanlığı, il başkanlığı, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği, il genel meclis üyeliği ve milletvekilliği gibi “oylama” yöntemi ile gelinen makamları içine alan yelpazenin kendisidir. Bu yelpazede her partinin üyeleri, kendi fikirlerini en etkili şekilde savunacağını düşündükleri adaylara güvenerek oy verirler. O bakımdan siyasette güven kazanmak çok önemli bir özelliktir. İnsanlara çeşitli vaatlerde bulunup belli makamlara geldikten sonra da fikir değiştirmek en kaba tabiriyle “siyasi dönekliktir.” Siyasi döneklik, kabaca menfaatler uğruna taraf değiştirmektir. Çok partili siyasi hayata geçildiğinden bu yana Türk siyasi tarihinde, çok sayıda “siyasi döneklik” vak'ası yaşanmıştır. Buna siyasi yozlaşma da diyebilirsiniz. Zira “taraf değiştirmek” ilkesiz olmanın da bir göstergesidir Siyasete CHP saflarında başlayan Ertuğrul Günay 1992-1994 arasında CHP Genel Sekreterliği görevini yürüttü. 2004'te CHP'den ihraç edildi, 2007'de kendisine güvenenleri yanıltıp AKP'ye geçti. Aynı yıl yapılan genel seçimlerde bu partiden milletvekili seçildi. 60. ve 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinde de Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev yaptı. TBMM'de 16. dönemde Ordu, 23. dönemde İstanbul milletvekili olarak yer aldı. 24. dönem İzmir milletvekili olarak Meclis'te görev yaptı. 2013 yılı sonlarında, AKP'den istifa etti. Günümüzde zaman zaman televizyonlardaki tartışma programlarına katılıp siyasete başladığı “sol fikirleri” anlatmaya çalışmaktadır. 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan milletvekilliği seçimlerinde kendi seçmenleri açısından en büyük sürprizi DSP Genel Başkanı Önder Aksakal yaptı. Merhum Bülent Ecevit'in mirası olan bir partinin Genel Başkanı olarak AKP listelerinden seçime girdi ve milletvekili oldu. Kendisinin bu tavrına DSP örgütlerinin büyük kısmı karşı çıktı. Ancak O, tabanın sesine kulaklarını tıkayıp gemisini terk eden kaptan olarak siyasi tarihe geçti. Yakın geçmişte adını çok duyduğumuz Teğmen Mehmet Ali Çelebi vardı. O da bir kumpasa kurban giderek tutuklanmış ve cezaevine konmuştu. O'nu mağduriyetini takip eden CHP yönetimi, kendisini milletvekili seçilmesini sağlamıştı. Mehmet Ali Çelebi, bir süre CHP'de güya siyaset yaptıktan sonra ani bir kararla AKP'ye geçti. Siyasette büyük bir hızla dönme hususunda en büyük hamleyi eski Bakanlardan Abdüllatif Şener yaptı. Siyasete AKP'de başlayan Şener, daha sonra bu çatıdan ayrılıp kendisi parti kurdu. Başarılı olamayınca da CHP'ye geçti ve milletvekili seçildi. Ancak son seçimlerde CHP'den milletvekili adayı gösterilmeyince CHP'den istifa ettiğini ve seçimde Kemal Kılıçdaroğlu'na oy vermediğini, geçersiz oy kullandığını açıkladı. Şener, “1. Turda Sinan Oğan'a oy verdim. 2. turda ise geçersiz oy kullandım” ifadelerini kullanırken gazetecilerin yaptığı araştırmalar neticesinde yalan söylediği de ispatlandı. Sıkışınca da bütün bunları kamuoyu ile “kafa bulmak” için yaptığını açıkladı.
“Kavun değil ki, koklayıp da alasın…” Seçmenin bunları unutmayıp menfaat için “dönenleri” iyi takip etmesi lazım…