Çanakkale'de çıkan ve iki gün sonra kontrol altına alınan orman yangınından etkilenen Yağcılar ve Ulupınar köylerini ziyaret eden TURAN, muhtarlardan ve vatandaşlardan bilgi aldı. Ulupınar köyündeki ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan TURAN, Çanakkale'deki orman yangınında son aşamaya gelindiğini, farklı yerlerde çok küçük duman görüntüsü olsa bile tüm ekiplerin görevinin başında, yoğun bir baskılamayla süreci takip ettiğini belirtti. Yananın sadece ormanlar olmadığını dile getiren TURAN, sözlerine şöyle devam etti: “Ciğerlerimiz yandı, yüreğimiz yandı. Tüm Türkiye'nin kalbi Çanakkale'de attı. Buralar özel topraklar, tarihi emanet olan kıymetli topraklar. Bu üzüntüye rağmen bir tesellimiz var ki can kaybımız olmadı. Tabii ki börtü böcek, hayvan kaybımız, ürün kaybımız oldu ama insan kaybımız olmadı. İlk andan itibaren Tarım ve Orman Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, AFAD, jandarma, Milli Savunma Bakanlığımız tüm araç, gereç, insan gücü imkanıyla bölgede oldular. Hayal etmek zor olan bir rakamı paylaşmak istiyorum. 30 tane helikopter soğutma faaliyeti yapıyor. Bu çok büyük bir sayı. 10 civarında uçak, 3 binden fazla personel, 1000'in üzerinde araç bölgemizde. Can kaybı olmamasının en büyük sebebi ekipman ve insan gayretidir. Adeta bir seferberlik anlayışıyla hem insanımız hem görevlilerimiz çok büyük gayret gösterdiler.” Bazı köylerde ev ve dam hasarı olduğuna işaret eden TURAN, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının şimdiden hasar tespit çalışmalarına başladığını, devletin tüm imkanlarıyla burada olduğunu dile getirdi.
İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent TURAN, açıklamalarında şu görüşlerini de kamuoyu ile paylaştı: “Bu yangınların büyük çoğunluğu ihmalden kaynaklanıyor. Ya bir orman köylümüzün ya bir piknik yapan vatandaşımızın ihmalinden kaynaklanıyor ya da ilk yangını, ateşi gördüğü halde onu adeta başka insanlar gelsin söndürsün diye bekleyip, hatta olayı kameraya alıp, izleyen ihmal eden insanlardan kaynaklanıyor. Keşke herkes ilk gördüğünde müdahale etse, keşke hiçbir ihmale imkan vermeden pikniğimizi yapsak, işlerimizi yapsak. Olan bedel sadece bir insanı, bir bölgeyi değil tüm milletimizi ilgilendiriyor. Bu araçların, insanların emeği, gayreti, masrafı düşünüldüğünde çok büyük bedelimiz var ama en önemlisi bir yanan ağacın tekrar eski hale gelmesi yıllar alıyor. Burada bir seferberlik başlatarak, tekrar eski hale gelmesi için çok büyük mesai harcayacağız. Buradaki orman yangını hamdolsun kontrol altına alındı. Bundan sonra çok çalışacağız ve kaybettiğimiz her ağacı misliyle geri kazanacağız. Ama unutmayalım ki ağacın tohumu var ama ormanın tohumu yok. Ağaç dikmek kolay ama sıfırdan bir orman oluşturmak kolay değil. Önemli olan, işin başında afetin oluşmasını engellemektir. Küresel iklim değişiklikleri sebebiyle yüksek sıcaklıklarla mücadele ediyoruz, doğrudur; ormanlar, çalılar çok çabuk tutuşuyor, yangın çok çabuk yayılıyor, doğrudur ama ilk kıvılcım, çoğunlukla insan ihmali sebebiyle çıkıyor. Yangını fark ettiğimizde yetkililere haber verdikten sonra, itfaiye gelene kadar yapılacak ilk basit müdahaleler çok önemli. Alevlerin çıktığı ilk anda belki küçük bir çabayla sönebilecek veya en azından yayılma hızı azalacak bir yangın, bu yapılmadığı için maalesef kat kat büyüyebiliyor, hektarlarca ormanı kül edebiliyor. Bir orman yangınını gördüğümüz ilk andan itibaren, kendimizi sorumlu hissedip hem yetkilileri haberdar etmeli, hem de söndürmeye veya engellemeye çalışmalıyız. Burada emeği geçen tüm arkadaşlarımızdan Allah razı olsun… Lütfen biraz daha dikkat; piknikten sonra arkamızda kalanlara, pet şişelere, cam kırıklarına, cam şişe artıklarına, tam sönmemiş mangallara, bir bebek gibi korunmaya muhtaç ormanlarımıza, lütfen biraz daha dikkat edelim, geleceğimizin yanmasına müsaade etmeyelim. Geçmiş Olsun Çanakkale, geçmiş Olsun Türkiye.” ifadelerini kullandı.